"ölen bir daha ölemez, ama daha sert ve güçlü olarak yeniden doğar" -game of thrones

DiziSAM - Yabancı Dizi izle, Film izle, Yabancı Diziler, HD Film izle
Yarattığı heyecanı karşılayan ama mükemmel olamayan bir bölümdü. Televizyonda Flash ve Green Arrow'u yan yana görmenin çok büyük bir şey olduğunun farkında olanları rahatsız etmeyecektir eksikliklere.Uyarı: İncelemede bölüm ile ilgili spoiler yer almaktadır, lütfen bunu göz önünde bulundurarak okuyun.
Haftalardır, hatta aylardır bu bölümü bekledik. Çıkan tanıtım videoları, fotoğraflar ve röportajlar öyle bir heyecan yarattı ki, bu karşılaşma kusursuz olmalıydı. Doğal olarak kusursuz değildi. Hatta bariz eksikleri vardı ama yiğidi öldürüp hakkını vermek gerekiyor. Hayranlar için olabilecek en iyi bölümü çekmişler.
The Flash vs Arrow

Genelde iki sevilen kahramanın birbiri ile dövüşmesi başkası tarafından yapılan bir "zihin kontrolü" ya da sağlıklı düşünmesini etkileyecek bir etki yüzünden olur. Bu ne kadar klişe olsa da yaklaşık 70 senedir işin raconu böyledir. Bu bölümde de Rainbow Raider (Cisco'ya göre Prism) sayesinde gerçekleşti bu klişe. Bence mantıklı bir kötüydü Rainbow Raider. Sonuçta bu ikisinin bir şekilde birbirine düşmesi gerekiyordu. En büyük korkum banka sahnesinde Barry'nin etkilenmesi ve 40 dakika ikisinin birbirine gider yapmasını izlemekti ama bunu yapmamışlar. Yan karakterler ile birleşerek ilerleyen güzel bir hikaye yazmışlar. Komediyi Cisco ve Diggle üzerinden, aşk hikayelerini de BarryIrisOliver ve Felicity'nin arasına Caitlin'i de koyarak harmanlamışlar. Bu arada komedi demişken, Dr Wells "öfke, kızgınlık, korku..." diye girdiğinde Yoda repliğini Cisco'dan önce söyleyenler, sizi seviyorum.
The Flash vs Arrow

Genel kanı Arrow'un gerçekçiliği ile Flash'ın süper güç olayının bir araya geldiğinde mantıksız olacağı yönündeydi. Bunu Diggle'ın komik tepkileri ile Caitlin ve Felicity'nin her şeye bilimsel bir açıklama getirmeleri ile kotardılar. Bana göre başarılı oldular. Zaten bölüm iki dizi arasındaki köprüler ve karakterler arası dinamikler söz konusu olduğunda son derece başarılıydı. Barry'nin Iris ve Felicity ile olan ilişkilerini Oliver'ın Felicity ile olan ilişkisi üzerinden özetlemesi ve aşağı yukarı çözümlemesi iki diziyi takip edenler için güzel olmuş. Eğer o sahneler olmasaydı önümüzdeki bölümlerde hem The Flash'te hem de Arrow'da gereksiz aşk problemleri sahneleri izleyecektik. Onun yerine son derece güzel dövüş sahneleri izledik. Arrow'un zekice hareketlerine Flash'ın fıtı fıtı yumrukları ile cevap vermesini ve öfkesi sayesinde daha önce hiç yapmadığı, ileride sıklıkla yapacağı bir hareketi keşfetmesini gördük. Kendi vücudunu titreterek yatıştırıcıdan kurtulmuştu hatırladınız mı? İleride Barry o taktik ile duvarların içinden geçebilecek. İleride dediysem, ikinci sezon sonunda anca görürüz, kendisi şu an çok farkında değil güçlerinin. Zaten farkına varsa dizide heyecan kalmaz çünkü Flash muhtemelen Superman'den sonra durdurulması en zor kahraman. (Batman hariç, onu kimse durduramaz çünkü o BATMAN!)
The Flash vs Arrow

Diziyi övdük, biraz da yerelim. Bana göre dizinin en büyük eksisi yarattığı beklentiydi. Çok epik, çok büyük bir şey bekliyorduk 42 dakikalık bir dizi için. Beklentileri saymazsak ve hayranlığı bir kenara bırakırsak eksikler göze batmaya başlıyor. En önemlisi Rainbow Raider'ın yakalanma sahnesiydi. Oldu bittiye getirmeleri hiç olmamış. Tamam bu bölümün özelliği Flash ve Arrow arasındaki kavgaydı, ikisi beraber yarın yayımlanacak olan Arrow bölümünde Captain Boomerang ile dövüşecekler ama keşke yakalatmasalardı adamcağızı. Zaten Flash için konu bile olamayacak kadar zayıf bir karakter, tek varlığı Flash'ın akli dengesini bozmaktı. Önümüzdeki bölümde 10 saniyede yakalatırdınız adamı Flash'a.
Ayrıca, Arrow'u izlemeyen biri için çok eksikti bu bölüm. Muhtemelen Flash izleyenlerden %5'lik bir kesim izlemiyordur ama eğer bir ortak bölüm yapılıyorsa girişi ve gelişmeyi verdikten sonra sonucu da vermeniz gerekiyor. "Devamı yarın Arrow'da" deselerdi en azından.
The Flash vs Arrow

Tekrar güzel olaylara dönelim. Oliver'ın Barry'i kısa da olsa eğitmesi, Eddie'nin Flash'tan nefret etmeye başlaması (hala kendisinin Reverse Flash/Professor Zoom olduğuna inanıyorum) ilerisi için umut verici gelişmelerdi. Aynı şekilde Dr Wells'in Arrow'un kimliğini çözmesi de T.O. Morrow teorimi güçlendirdiği için beni mutlu etti. Eğitim sahnelerinin biraz daha uzun olmasını çok isterdim, sonuçta Barry'nin hiçbir eğitimi yok ve elinde muazzam bir güç barındırıyor. Belki ileride Oliver'dan öğrendiklerini geliştirecek bir antreman programı hazırlar kendisine.
The Flash vs Arrow
Gelelim çizgi roman göndermelerine. İnanılmaz fazla vardı bu bölümde o yüzden en bariz olanından bahsetmek istiyorum. Caitlin ve Felicity renkler ve duygular üzerine konuşurken dikkatinizi çekti mi bir kaç kelime? Ya da Rainbow Raider'ı durdururken kullandıkları alet? Şu fotoğrafı koyayım belki daha net anlaşılır.
The Flash vs Arrow

Evet, renk spektrumları DC'de çok önemlidir. Green Lantern'i herkes bilir muhtemelen. Oradaki yeşil, iradenin rengidir. Kırmızı da öfkedir. Her rengin zayıf olduğu bir karşılığı vardır. Kırmızının ise mavidir. Makinedeki renkler ise Mavi (Umut) Mor (Tutku) Yeşil (İrade) vePembe (Aşk). Umudun rengi olan mavi niye bu kadar önemli?
The Flash vs Arrow

Barry Allen, bana göre son 10 yılda çıkmış en iyi çizgi roman hikayesi olan Blackest Night'taBlue Lantern oluyor. Green Lanternler muhtemelen bu dizide yer almayacaklar, hadi bir mucize oldu ve yer aldılar, diğer Lantern birlikliklerinin gözükmesi imkansız gibi. O yüzden renkler ve temsil ettiği duygular Barry Allen'ın en iyi arkadaşı olan Green Lantern (Hal Jordan)'a güzel bir selamlamaydı. Sanki "keşke Arrow yerine sen olsaydın panpa" dermiş gibi.
Diğer göndermeler (easter eggs):
Hatırlıyorsanız Arrow'da Oliver'a bir kadın gelip "hamileyim" demişti. Daha sonra düşük yaptığını ve Central City'ye gidip kendisini toparlayacağını söylemişti. Bu bölümde gördük kendisini ve telefonda oğluyla konuştu. Tamam, Oliver'ın bir oğlu var ve haberi yok. Peki bunun önemi ne bizim için drama haricinde?
The Flash vs Arrow

Resimde gördüğünüz kişi Oliver Queen değil, Connor Hawke. Connor, Oliver'ın oğlu ve Oliver öldükten sonra Green Arrow oluyor. Dizide kendisini görmemiz için 10 sezon falan geçmesi gerek o yüzden sadece bir parça bal çaldılar ağzımıza. Belki Arrow'da küçüklüğünü görürüz.

KARAR

Yarattığı heyecanı karşılayan ama mükemmel olamayan bir bölümdü. Yine de bu eksiklikler televizyonda Flash ve Green Arrow'u yan yana görmenin çok büyük bir şey olduğunun farkında olanları rahatsız etmeyecektir.
The Flash vs Arrow




"THE FLASH VS ARROW" İNCELEMESİ

Arrow

Televizyona uyarlanan süper kahraman hikayelerinin son yıllarda pek tutmadığı bir gerçek. Fakat The CW bu duruma inat, büyük masraflar yapmaktan kaçınmayarak, yıldız isimleri kadrosuna katarak, müthiş tanıtım kampanyaları yapmaktan çekinmeyerek, kısacası gümbür gümbür bir şekilde, 14 Ekim 2012’de karşımıza Arrow‘u çıkardı.
Arrow

Arrow
Dizimiz  BatmanSupermanGreen Lantern,Jonah HexWatchmenWonder Woman gibi bilindik süper kahramanları da bünyesinde bulundıran DC Comics‘in Green Arrow (Yeşil Ok) çizgi romanından uyarlanıyor. Green Arrow, giyim tarzı, kullandığı savaş aletleri, kendine özgü bir adalet sistemi yaratmasıylaRobin Hood‘u aşırı derecede andıran bir kahraman. Kendisini kanlı canlı bir insan olarak gördüğümüz ilk ve şu ana kadarki tek örnek ise  Smallville. Orada toplam 72 bölüm görünen Green Arrow’u, şu aralar bir diğer The CW yenisi Emily Owens M.D.‘de yer alan Justin Hartley canlandırmıştı. Green Arrow’u 1941 yılında Aquaman’in yaratıcılarından Morton Weisinger ile Congorilla’nın yaratıcılarından George Papp’in yarattığı ve kendisinin ilk kez More Fun Comics’in 73. sayısında görücüye çıktığı da bizi pek ilgilendirmeyen bilgiler arasında.
Bence şimdi bunları bir kenara bırakalım ve modernize edilerek karşımıza sunulmuş, yeni TV dizisi Arrow‘un konusuna geçiş yapalım:
Arrow

Oliver Quuin, şımarık, vurdum duymaz, kadın avcısı, playboy diye tabir edilen milyarder bir adam. Bir gün, içinde babasının ve ayarttığı sevgilisinin kız kardeşinin de bulunduğu bir yat gezisine çıkar. Bu yat gezisi, korkunç bir kazayla sonlanır ve bu kazadan sadece Oliver sağ olarak kurtulur. 5 yıl sonra Pasifik’in ücra bir köşesindeki adada bulununcaya kadar da öldüğü sanılır. 5 yıl sonra evine, yani Starling City’ye döndüğünde ise artık karşımızda  eski Oliver’ı değil, adada yaşadığı sıkıntıların değiştirdiği, farklı bir Oliver’ı buluruz.
Arrow

Starling City’de kendi çıkarlarını düşünen birtakım insanlar yüzünden suç oranı artmış; uyuşturucu her tarafa yayılmıştır. Halkı da gün geçtikçe daha çok fakir olmaya başlamıştır. Şehri, bu kötü duruma sürükleyen insanların arasında Oliver’ın ailesi de bulunmaktadır. Kazadan hemen sonrasında Oliver’ın babası, son nefesini vermeden önce şehrin bu durumundan sorumlu insanlarla ilgili bazı sırları anlatır ve ona şehri bu derecede zehirleyenlerin bir listesini verir.
Oliver, adada kaldığı süre boyunca bambaşka bir insana, kendi tabiriyle bir silaha dönüşmüştür. Üstün refleksler, hızlı koşu, hedefini tam tutturma ve müthiş okçuluk yeteneği burada kazandığı hediyelerden bazılarıdır. (Bu süreci dizinin ilerleyen bölümlerde ve tek seferde değil, geri-dönüşler (flashback) şeklinde izleyeceğiniz için ayrıntısına giremiyorum.) Oliver,  Starling’e geri döndüğünde işlerin iyice çığırından çıktığını ve şehrin daha da rezalet bir hale geldiğini görür. Gençken yaptığı hataları telafi etmeye, kendisine yakın olanlarla arasındaki buzları eritmeye, ailesinin yanlışlarını düzeltmeye, toplumdaki sorunlarla mücadele etmeye ve Starling City’yi eski ihtişamlı günlerine geri döndürmeye karar verir ve adadaki sahip olduğu yetenekleri de kullanacağı Arrow karakterini yaratır.
Arrow

Dikkat çekmemek için bir yandan eskisi gibi güç ve para düşkünü, umursamaz, pervasız çapkın rollerini oynarken, gerektiği durumda yeşil kostümü giyip gizli kimliğine bürünerek, Starling’e adaleti getirecek olan, “yasalardan üstün, yasadışı koruma görevlisi” kahramanımız Green Arrow olarak yaşamını sürdürmeye başlar.
Arrow

Kadro ve karakterler üzerinden devam edecek olursak…
ArrowBir zamanların umursamaz, şımarık, kadın avcısı, kısacası pislik çocuğu; ama şimdilerin müthiş okçuluk yeteneğiyle Starling’in adalet sağlayıcısı Arrow’a, yani Oliver Queen‘e Stephen Amellhayat veriyor. Oyuncuyu en son Hung‘ın 3. sezonunda önemli bir rolde izlemiştik. Bunun yanı sıra Private Practice, New Girl, 90210, The Vampire Diaries gibi dizilerde konuk olarak yer almıştı. 5 yıl adada kalıp, başına bunca şey gelen bir adamın ruh halini gerçekten çok iyi veriyor. Gerçekten de yakışıklı oyuncu Stephan Amell, bu rol için biçilmiş bir kaftan diye düşünmeden edemeyeceksiniz.
Arrow
Laurel, Oliver’ın eski kız arkadaşı. Oliver, Laurel’ı önce onun kız kardeşiyle aldatır. Daha sonra da söz konusu gemi kazasında istemeden de olsa, bu kız kardeşin  ölümüne sebep olur. Oliver’dan böylesi büyük darbeler yiyen Laurel, kahramanımıın yaşadığını öğrendiğinde kafası karışır; ama elbette ki bir yandan Oliver’a karşı hala boş değildir. Oliver’ın yokluğundaki 5 yıllık süreç içinde avukat olduğunu eklemeden geçmeyelim. Karakterimiz, güzel oyuncuKatie Cassidy tarafından canlandırılıyor. Melrose Place veHarper’s Island‘da başrollerde seyrettiğimiz aktrist, Gossip Girl, Supernatural,New Girl gibi popüler dizilerde de bir süre konuk olarak yer almıştı.
Arrow


Tommy, Oliver’ın en yakın arkadaşı. Kendisi  Laurel’dan hoşlanıyor ve Oliver’ın öldüğünü sandığı yıllarda işleri iyice ilerletiyor. Karakterimiz, çıkışını geçen yıl geçen yıl iptal olan Pan Am ile yapan Colin Donnell tarafından canlandırılıyor. Arrow ise onun ikincisi projesi. Daha önce pek tecrübe kazanamamış Donnell’ın, gayet başarılı bir oyunculuk sergilediğini rahatlıkla söyleyebiliriz.



Arrow

Arrow


Eskiden sert bir Amerikan askeri olan John Diggle, şimdilerde Oliver’ın annesi Moira tarafından bizzat tutulmuş olan Oliver’ın yeni koruması. Diggle, David Ramsey tarafından canlandırılıyor. Daha önce kadrolu olarak yer aldığı bir dizi yok. Bir ya da birkaç bölüm konuk olduğu dizilerden bazıları ise şu şekilde:Blue Bloods, Dexter, Ghost Whisperer, Huff.


Arrow

Arrow


Son zamanlarda dizilerinin vazgeçilmezi olan “sorunlu ergen” kadrosunu  dolduran Thea, kendini alkol ve uyuşturucuya vermiş, dünyadan haberi olmayan, insanı sinir etmekten başka bir işe yaramayan, Oliver’ın salak  kız kardeşi. Thea,Willa Holland tarafından hayat buluyor. Kendisini daha önce konuk olarak -ama çok bölümde- The O.C. ve Gossip Girl‘de izlemiştik.

Arrow

Starling’in adaletini sağlamada çok büyük katkıları olan, Laurel’ın babası dedektif Quentin Lance. Küçük kızının ölümüne sebep olan Oliver’dan nefret ediyor ve Laurel’ı da ondan uzak tutmaya çalışıyor. Karakterimiz, dizilerde bol bol konuk olarak karşımıza çıkan  oyuncuPaul Blackthorne tarafından canlandırılıyor. Başrolünde yer aldığı The Dresden Files‘tan sonra, yer aldığı dizilerden bazıları The River,The Gates, Lipstick Jungle, Big Shots, 24şeklinde.
Arrow

Ölen kocasının acısını yaşayan, çocuklarına karşı sevecen ve mükemmel bir anneymiş gibi görünen ama sandığımız gibi masum olmayan, “Kraliçe” annemiz Moira Queen. Kendisi gemi kazasıyla ilgili belli ettiğinden çok daha fazlasını biliyor ve oğlunun arkasından bazı işler çeviriyor.  KarakterimizSusanne Thompson tarafından hayat buluyor. Yer aldığı yapımlardan bazılarını Once and AgainCold CaseKingsNCIS şeklinde sıralamış olalım.


Arrow

Yazını başında da dediğim gibi diziye sonradan pek çok yıldız isim katıldı. Şimdilik şuşuşuve şunu örnek verelim. Bunların devamı sürekli geliyor, haberiniz olsun. ;)  Kadronun tamamına şuradan ulaşabilirsiniz.
Arrow, bir tıp dizisi olan Emily Owens M.D. ve bir polisiye olan Beauty and the Beast ile birlikte The CW’nun bu sonbahar için onay verdiği üç diziden biri. Son zamanlarda, pilot bölümlerinden hemen sonra iptal edilen Wonder Woman‘ı,  Aquaman‘i ya da 10 bölüm sonunda iptali gören The Cape‘i düşününce, Amerikalıların süper kahraman hikayelerini televizyonda görmeyi sevmediği düşüncesi ortaya çıkıyor. Normalde Amerikalıların tıp ve polisiye sever, süper kahraman sevmez mantığından hareketle “Arrow tutmaz, diğer ikisi tutar” diye tahmin edildi; ama işler hiç de öyle olmadı. Tıp dizisi olanı hemen iptali gördü. Polisiye olanı vasat reytinglerle yaşamaya çalışıyor. Ama Arrow, reytinglerde aldı başını yürüdü. İlk bölümüyle 1,3 reyting, 4.017 milyon izleyici ile açılış yaptı ve sonraki bölümlerde bu rakamları fazla düşürmeden yoluna devam etti. 23 bölümlük tam sezon onayını kaptı ve şu anda The Vampire Diaries‘ten sonra The CW’nun en çok izlenen dizisi konumunda. Ayrıca, hemen arkasından yayınlanan Supernatural da Arrow’un rüzgarından yararlanarak, önceki sezonlarına kıyasla daha iyi reytingler elde ediyor.

 Başta başrol oyuncusu olmak üzere çok isabetli yapılan oyuncu seçimleri, adada yaşanan olayları geri dönüşlerle (flash-back) izlememiz gibi ayrıntılar sayesinde sürekli ayakta tutulan gizem unsurları, özenilerek ve para harcanarak çekilen ve bir TV dizisi için insanı tatmin eden aksiyon sahneleri, ilerleyen bölümlerde bilindik DC Comics kötülerinin karşımıza sık sık çıkıyor olması (hangileri olduğunu ispiyon vermemek adına söyleyemiyorum), pembelik dozunun ayarını tutturabilen, merak uyandırıcı aşk meseleleri, Arrow’un izlenme nedenlerinden sadece birkaçı. Elbette ki “her anı heyecanlı, hiç sıkmıyor, mantık hatalarından eser yok” gibi şeyler söyleyemeyiz. “Olur bu kadarı da…”  dedirten, küçük şeyler de var kaçınılmaz olarak.
Arrow

Arrow

Diziyi çok seven bir kesim olduğu gibi, yerden yere vuranların sayısı da epey fazla. Her zaman dediğimiz gibi, bir kaç bölüm izleyip kendinizin karar vermesi en doğrusu. Yukarıda da dediğim gibi Amerika’da gayet güzel izleyici oranları elde ediyor. Yani dizinin geleceğinin olduğu konusunda kesinlikle içiniz rahat olsun.
Son olarak iki adet tanıtım filmini paylaşıp, tanıtıma noktayı koyalım.
Herkese keyifli seyirler.
AYRINTILI TANITIM FİLMİ
http://www.youtube.com/watch?v=gk_ji5Yu_Mg
KISA TANITIM FİLMİ



Yeni Bir Kahraman Dizisi "ARROW"

The Flash

CW hem “süper kahraman” dizilerini, hem spin-offları hem de “backdoor pilot”ları çok sevmişe benziyor. The Originals’ın ardından Veronica Mars ve Supernatural’a da spin-off geldiğini duyuran The CW kanalının 2014 sonbahar planlarından bir diğeri de yepyeni süper kahraman dizisi “The Flash”.
Geleceğin Flash’ı Barry Allen ile Arrow’un bu sezonundaki “The Scientist” bölümünde tanıştık, “Three Ghosts” bölümünde de tekrar izledik. Grant Gustin (Glee) tarafından canlandırılan Flash için The CW önceleri Arrow’un 20.bölümü olarak yayınlanacak bir “backdoor pilot” düşünüyordu. Ancak The Scientist ve Three Ghosts bölümlerinin başarısından ve Barry Allen karakterinin çok sevilmesinden olsa gerek kanal fikrini değiştirdi ve The Flash dizisi için bağımsız bir pilot bölüm çekmeye karar verdi.
Grant Gustin & Stephen Amell

Grant Gustin & Stephen Amell
DC Comics tarafından yayınlanan Flash şüphesiz ki Süper Kahramanlar arasında en sevilenlerden. (Sheldon Cooper’ın en sevdiği olduğunu biliyoruz ki bu dizi ile ilgili yorumu ne olacak onu da çok merak ediyorum) Flash karakteriyle Arrow’un yalnızca 2 bölümünde Felicity kadar bizim de kalbimizi kazanan Grant Gustin dizi ile ilgili umutlarımızı arttırıyor. Hele ki Arrow’un ilk bölümünden şimdiye geldiği nokta göz önüne alınırsa…
Flash dizisinin pilot bölümü David Nutter (The X-Files) tarafından yönetilecek. Grant Gustin ile birlikte pilot bölümde yer alacak bir diğer isim Jesse L. MartinLaw & Order dizisinden anımsanabilecek Martin, Flash’ta  Dedektif West karakterini canlandıracak. West Barry Allen için “güvenilir bir baba figürü” olacak.
Flash dizisinin yapımcıuları Greg Berlanti, Andrew Kreisberg ve David Nutter. Berlanti ve Kreisberg  Geoff Johns ile birlikte dizinin yazar kadrosunda da yer alacaklar.
Arrow’da bildiğiniz üzere -şimdilik- hiçbir doğaüstü “güç” söz konusu değil. The Flash’da ise bu pek mümkün görünmüyor. Ne diyelim; gerçekten büyük heyecanla bekliyoruz.

Yeni Bir Süper Kahraman Dizisi “The Flash”

 
Sitemize eklenen tüm dizi bölümlerinin videoları vk.com, mail.ru, kiwi.kz vb. video barındırma sitelerinden alınarak eklenmektedir. Telif hakkı size ait olan bir eser için ”İletişim” sayfasından bizimle irtibat kurduğunuz takdirde ilgili eser 3 iş günü içerisinde sitemizden kaldırılacaktır.